Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Hepsi de küçük ve sevimli. Tepede bir tapınak. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Kendine vadiler açıyor. Sağ, sol eski yapı. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Her şey tablo gibi. . Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Ludwig’in kalıtı. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. ",. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. 18. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Büyük bir Yunan tapınağı. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Regensburg’da. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Orada bir heykel. Sislerin ardında güneş. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. . Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. . Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. . O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Yamaçlarda üzüm bağları. Heybetli ve gururlu duruyor. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne.

Tuna kıyısında bir gün...

. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Tepede bir tapınak. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Büyük bir Yunan tapınağı. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. . Yamaçlarda üzüm bağları. Kendine vadiler açıyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. 18. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Heybetli ve gururlu duruyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Biraz ileride büyükçe bir alan. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Sağ, sol eski yapı. Her şey tablo gibi. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Orada bir heykel. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. ",. . Hepsi de küçük ve sevimli. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Sislerin ardından güneş çıkıyor. . Sislerin ardında güneş. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Regensburg’da. Ludwig’in kalıtı. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Regensburg, 2000 yıllık bir kent.